Su yetişkin bir insanın vücudunun yaklaşık olarak yüzde 70 kadarı sudan oluşmaktadır. Küçük çocuklar ve özellikle bebeklerde bu durum yüzde 85’lere kadar çıkabilmektedir. Bu kadar hayati bir öneme sahip olan suyun az tüketilmesi durumunda elbette ki bir takım sorunlar da ortaya çıkacaktır. Vücudumuzdaki hiç bir organın, su olmadan işlevini yerine getirebilmesi mümkün değildir. Vücudumuzdaki su miktarında bir miktar azalama dahi dikkat eksikliği, yorgunluk ve baş ağrısı gibi şikayetleri beraberinde getirmektedir.
Suyun içerisinde çeşitli mineraller bulunmaktadır. Bu mineraller sayesinde vücut yenilenir ve tazelenir. Su böbreklerin düzenli işleyişini sağlayarak toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Bunun yanında kan basıncının düzenlenmesine de yardımcı olmaktadır. Sindirim sisteminin düzenli işleyişine sağlarken aynı zamanda bağışıklığı güçlendirerek vücudumuza zindelik ve tazelik de vermektedir. Kabızlığın önlenmesinde de etkilidir. Yemeklerden en en az 15 dakika önce içilen bir bardak su sayesinde metabolizma hızımız yükselir ve daha az yemek yeriz. Vücudumuzdaki fazla yağın yakılmasında oksijen çok önemlidir. Bu da yine su sayesinde gerçekleşmektedir. Suyun içerisinde bulunan oksijen sayesinde fazla yağlar yakılır. Kan hücrelerinin beslenmesinde su çok önemli bir faktördür. Ağız kokularının giderilmesi de yine su ile mümkün olmaktadır.
Az su tüketen bireylerde ağız kokusu daha fazla görülmektedir. Su, ağızdaki bakterilerin giderilmesine yardımcı olur. Yeterli su tüketen bireylerde ağız kokusu minimuma inmektedir.
Vücudumuz için bu kadar gerekli olan suyu ihmal etmemeliyiz. Su içmeyi sevmesek bile suyun faydalarını göz önünde bulundurarak her gün muhakkak yeterli miktarda su tüketmeli ve mümkünse bunu alışkanlık haline getirmeliyiz.
DAHA DETAYLI BİLGİ İÇİN CANLI DESTEK HATTINDAN VEYA 0544 542 4 542 NOLU TEKNİK SERVİSİMİZDEN YARDIM ALABİLİRSİNİZ.
