Vücudumuzun dış dünyaya açılan ön yüzüdür derimiz. Aynı zamanda beş duyu organımızdan bir olan derimiz bedenimizi dış etkilere karşı koruyarak vücudumuzun ısı ve sıvı dengesinin sabit kalmasını sağlamaktadır. Çevremizdeki uyaranları algılayan en geniş organımız olan derinin estetik olarak beğenip takdir toplamamızda da rolü büyüktür. Parlak, temiz ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak toplumsal kabul açısından da önem arz etmektedir.
Derimiz iki kısımdan oluşmaktadır: alt deri ve üst deri. Üst derinin alt tabakalarına doğru epitel hücreler üretilmektedir ve bu hücreler koruyucu duvar işlevini görür. Devamlı yenilenen bu hücrelerin üst katmalara çıkması üç ya da dört haftayı bulmaktadır. Yenilenen bu hücrelerin oluşturduğu yeni tabakanın gereken elastikiyeti göstermesi ve işlevlerini yapabilmesi yeterli su alımına bağlıdır.
Yeterli miktarda su tüketmemek cildin kurumasına neden olmaktadır. Vücudumuzda oluşan fazla ısıyı buharlaşma yoluyla dışarı atan derimizdir. Bu nedenle dolaşım sistemi tarafından yeterli miktarda suyun deriye ulaşmaması, hücrelerde suyun azalmasına neden olur. Hücre içi su azaldığından cildin onarım hızı düşer ve cilt kurumaya başlar. Yumuşak, pürüzsüz, sağlıklı ve nemli bir cilde sahip olmak için gün içerisinde yeterli miktarda su tüketmeliyiz.
Cilt kuruluğunun başlıca sebebi dehidrasyon denilen su kaybıdır. Vücuttaki suyun kaybedilmesi ancak kaybedilen suyun yerine yenisinin konulmaması ile ortaya çıkar. Bu da birtakım cilt hastalıklarına neden olmaktadır. Derinin sağlığı ve deri hastalıklarının önlenmesi için yeterli su alımına özen gösterilmelidir. Derimizin gereken fizyolojik fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için günde en az iki litre su tüketilmelidir.Bu nedenle günlük yeteri kadar su içmek cildi güzelleştirir. Açıkçası suyun cilde faydaları vardır.